Osteoporoz, çağımızın en sık görülen kemik hastalıklarından biri olup, kemik yoğunluğunun azalmasıyla birlikte iskelet sisteminin zayıflamasına yol açar. Özellikle ileri yaşlardaki bireylerde ve menopoz sonrası kadınlarda görülen bu hastalık, omurga kırıklarının en önemli nedenidir. Günümüzde osteoporozun neden olduğu omurga kırıkları, yalnızca fiziksel ağrıya değil, aynı zamanda duruş bozukluğu, boy kısalması ve hareket kısıtlılığına da yol açmaktadır.
Osteoporoz gelişiminde yaşlanma, genetik faktörler, D vitamini ve kalsiyum eksikliği, sigara, alkol kullanımı ve uzun süreli kortizon tedavisi gibi etkenler rol oynar. Hastalık genellikle sinsi seyreder ve çoğu zaman ilk bulgu bir kırık olur. Özellikle hafif bir düşme veya ani bir eğilme bile omur gövdesinde çökme kırığı oluşturabilir.
Bu tür kırıklarda başlangıçta koruyucu tedaviler uygulanır. Korse, istirahat, ağrı kesiciler ve osteoporoz ilaçları hafif olgularda yeterli olabilir. Ancak kırığın ilerlediği veya ağrının geçmediği vakalarda cerrahi tedavi gerekebilir. Modern omurga cerrahisinde, özellikle osteoporotik kırıklarda vertebroplasti ve kifoplasti yöntemi ön plana çıkmaktadır.
Vertebroplasti, minimal invaziv bir işlem olup, kırık omurun içine iğneyle girilerek akışkan kemik çimentosu enjekte edilmesiyle gerçekleştirilir. Bu çimento, kısa sürede sertleşerek omuru stabilize eder ve ağrıyı azaltır. Vertebroplasti yöntemi, özellikle hafif çökme kırıklarında yüksek başarı oranına sahiptir. İşlem lokal anestezi altında yapılır, hastanede kalış süresi genellikle kısadır ve hasta kısa sürede mobilize olabilir.
Daha ileri vakalarda ise kifoplasti yöntemi uygulanır. Kifoplastide, omur gövdesine balon yerleştirilerek şişirilir ve çöken kemik kısmen eski yüksekliğine getirilir. Ardından balon çıkarılır ve oluşan boşluk kemik çimentosuyla doldurulur. Bu sayede hem ağrı kontrol altına alınır hem de omurga yüksekliği restore edilir. Kifoplasti yöntemi, çimento sızıntısı riskinin daha az olması ve omurga deformitesini düzeltme avantajı sayesinde günümüzde vertebroplastiye göre daha çok tercih edilmektedir.
Cerrahi tedavi sonrasında hastalar genellikle 24 saat içinde ayağa kalkabilir, ağrıları belirgin şekilde azalır ve hareket kabiliyetleri geri kazanılır. Ayrıca kifoplasti yöntemi, uzun dönemde omurga eğriliklerinin ilerlemesini durdurur ve yaşam kalitesinde kalıcı bir artış sağlar.
Kifoplasti yöntemi, osteoporoza bağlı omurga çökme kırıklarının tedavisinde minimal invaziv bir cerrahi seçenek olarak pek çok avantaj sunar. En önemli faydası, hastalarda ağrının çok kısa sürede belirgin şekilde azalmasıdır; çoğu hasta işlemden sonraki ilk 24 saat içinde ayağa kalkabilir. Kifoplasti, sadece ağrıyı gidermekle kalmaz, aynı zamanda çöken omur gövdesinin yüksekliğini kısmen geri kazandırarak omurga hizalanmasını düzeltir ve kamburluğun (kifozun) ilerlemesini önler. Balon tekniği sayesinde kemik çimentosu kontrollü şekilde yerleştirildiği için sızıntı riski oldukça düşüktür. Cerrahi kesiye gerek olmaması, enfeksiyon riskinin düşük olması ve kısa hastanede kalış süresi, kifoplasti yöntemini hem güvenli hem de hasta konforu açısından üstün bir tedavi haline getirir. Bu sayede hastalar hızlı iyileşme süreciyle günlük yaşamlarına geri dönebilir.
Osteoporozun yol açtığı omurga kırıkları, tedavi edilmediğinde ciddi deformitelere, kronik ağrılara ve bağımsızlık kaybına neden olabilir. Bu nedenle erken tanı, düzenli DEXA taramaları ve uygun cerrahi müdahaleler büyük önem taşır. Günümüzde kifoplasti ve vertebroplasti yöntemleri, osteoporotik kırıkların tedavisinde devrim yaratmış, hastaların hızlı ve güvenli şekilde iyileşmesini mümkün kılmıştır.
